Muhsin, sabahın erken saatlerinde dükkanı açıp çalışanları beklemeden temizliğe koyuldu. Her zamanki gibi kitap kokusu sarmıştı sahafı. Aklına esen ilk türküyü mırıldanırken pencereye çevrildi bakışları. Dışarıda esen rüzgardan daha hızlı kesildi neşesi. Dükkana girerken dikkat etmemişti, karşı kaldırımda oturup mendil satan çocuğa. Süpürgeyi bir kenara bırakıp arka taraftaki ofise geçerek oradaki büyük poları aldı. Merdivenlerde üç yıldır yanında çalışan Adem'e rastladı. " Adem evladım, yerleri süpürüyordum yarım kaldı. Sen devam eder misin, hemen geleceğim. " " Olur tabii ustam, sen niye zahmet ettin ki hem? " diye sorarken anlam veremeyerek polara bakıyordu. " Hadi, hadi, lafa tutma beni. " Koca sokaktan tek tük kimseler geçiyordu bu saatte. Gözü kör olmayasıca Mart! Nasıl da soğuktu... Hiçbir şey demeden usulca poları, çocuğun sırtına örttü Muhsin. " Teşekkür ederim Amca. " " Ne kadar bakalım mendiller paşam? Adın ne se
Hayallerim var benim, gerçekleşmeyeceğini bildiğim ama mutlu eden... 🌹💃🏼