Kahvaltısını bitirip de gazetesini okurken Casio saatine takıldı bakışları. Dükkanda devam etmeyi uygun gördü, hem öncesinde yapılacak işleri de vardı. Küçük saat dükkanı, bugün biraz geç açılabilirdi. Saatler duracak değildi ya... Gerçi daha dünün, hayattaki son günü olduğunu öğrenmişti de ne olmuştu? Halen yaşıyordu işte. Alelacele yola koyuldu, durağa yetişirken de bu ikinci hayatta sana geç kalmak yok aslanım , diye söylenmeden edemedi. Pek sevdiği geleneğinden ödün vermeyerek cebinden kitabını çıkarıp okumaya başladı. İki durak sonra otobüse bir hanımefendi bindi. Kimseye uzunca bakmayı sevmeyen Sahir, birkaç saniye bakmaktan kendini alamadı. Nasıl alamasındı ki? Nasıl bir güzellikti öyle? Bir kadına öyle alıcı gözle bakmayı da hiç sevmez, yakışıksız bulurdu halbuki. Fakat rahatsız eden bir bakış da atmadığını hissediyordu. Yeniden kitabına baktığında ise, gözlerinin karardığını, artık o deniz mavisi gözlerden başka bir rengi ayırt edemeyeceğini sandı. Sanki bir terbiye
Hayallerim var benim, gerçekleşmeyeceğini bildiğim ama mutlu eden... 🌹💃🏼