Ana içeriğe atla

Translate

Önemli Açıklama!

Burada paylaştığım ve paylaşacağım her türdeki eser, tamamıyla ve yalnızca bana aittir. Farklı bir platformda, eserlerimden izinsiz alıntı yapanlara, eserlerimin tamamını veya bir kısmını kopyalayanlara karşı, her türlü hukuki süreci izleyeceğime emin olabilirsiniz.

Yalnızca kaynak gösterilmesi ve izin alınması koşuluyla alıntı yapılabilir.

Üstelik bu platformda; gelişmeyi desteklemeyen hiçbir eleştiri, dikkate alınmamaktadır...

NkO - 16 / Mahsun


 

   

   Yine mi sabah oldu yahu? Eh olan olmuş artık, bugünü de gördük. Bir kahvaltı etmeli, üç kere de yüzü yıkamalı...

Simitçinin yine keyfi yerinde. Hoş geldin derken tebessümünü ihmal etmedi. Öyle hemencecik ısırmak olmaz, simidi üç eşit parçaya bölüp yemeli...

Cadde üzerindeki dükkanlardan birisi mahallenin kahvesidir. Kaldırım kenarında tavla oynayan dostlar, yine takıldılar bana.

" Ooo Mahsun Baba gelmiş. Buyur Mahsun, bir çay ikram edelim. Kahvaltı ettin mi bakalım? "

" Ettim tabii. Üç parça simitle hem de. "

" Heh iyi iyi. Güzel adamsın vesselam. "

Bana neden güzel adam dediklerini bilmiyordum. Bazı kişiler beni deli olarak tanımlar ve bana güzel adam diyen dostlar, onlara hep kızar. Öyle sanıyorum ki; ilk başlarda beni, kendileri de deli olarak tanımladıkları için pişmanlık duyuyorlar.

Neydi ki bu delilik kavramı? Kim, kime ve neye göre deliydi? Farklı düşünceler midir, yoksa farklı cümleler midir insanı deli kılan? Bir şeylere farklı bir açıdan bakıyorsa insan, ne vardı ki bunda? Eğer öyleyse güzel bir şeydi delilik... Önüme bırakılan çayı karıştırırken, dostların seslenişiyle kendime geldim.

" Hayat nasıl gidiyor be Mahsun, keyifler nasıl? " 

" Her zamanki gibi ama keyiflerin nasıl olduğunu bilemem. " 

Gayriihtiyari kaşlarım çatılınca, kahveci gelip masamıza gazetedeki bulmaca ekini bıraktı. İşte tebessüm için güzel sebep. İster istemez de dostları dinlemekteyim.

" Yahu bizim Ekrem Hoca yok mu, akademisyen? Hani Mahsun'un da komşusu. "

" Bildim len, n'olmuş ona? " 

" Geçen akşam misafirliğe geldi. Öğrencisinin araştırma ödevi mi ne varmış. Hocadan yardım istemiş de, dört gündür çözemedim problemi diyordu. Düşün, adama nasıl dert olduysa sorunun örneğini bana da verdi. "

" Onunki de iş değil kardeşim. Adam akademisyen, koca doçent sözde. Sana bana bile iş getiriyor valla. " deyip güldü.

" Doğru diyon he. Al be Mahsun, kitap okurken ayraç yaparsın. "

Probleme kısaca bakıp kağıdı cebime koydum. Ciddiyetimi bozmadan bulmacaya devam ederken ikinci çayım geldi.

" Vallahi güzel adamsın vesselam. "

   Çay sonrası dostlara teşekkür edip eve yürüdüm. Eh, bugün yapacak çok da bir şey yok dışarıda. Evin karşısındaki banka oturup gazeteyi açarak cebimdeki kağıda uzunca baktım. Gazete kenarına birkaç satır şiir yazdıktan sonra eve doğru yollandım. Problemin olduğu kağıdı, Ekrem Bey'in posta kutusuna bırakıp gülümsedim. Bunu mu çözemedin be hocam!?

Yorumlar

Posta Kutusu

Ad

E-posta *

Mesaj *