Mahsun bir çiçeksin şimdi, geceler geçtikçe yaprakların içine kapanır. Gecenin ıssızlığında boynun bükülüyor, yalnızlık değil bunun sebebi, her an ölümü daha fazla hissetmen. Yaşama dair umudun azalsa da, aynı azimle kokunu sunuyorsun sana dokunana. Hazan mevsiminin dinginliğini taşıyan kokun, giderek solan görüntünü dahi heybetli kılıyor. Kesif bir hüzün karışmış kokunda, kendine has ferahlığı alıyorum yine de. İnce, ufacık bedenin, koca çınarları eğecek kadar vakur şimdi.
Ağır ağır solan görüntünden hicap duyuyor olsan gerek, odaya girdiğim vakit mahsunluğundan yüreğim küçülüyor. Hafif ve uzun bir tebessüm, ufak ve de bolca okşayış... Yaşadığın ana dair hep diri tuttuğun azmin, çırpınışların, tutkun karşısında yüreğim büyüyor şimdi de. Her gece biraz daha uzaklaşacak olsan da hayattan, bu vakur heybetin giderek yakınlaştırıyor beni sana. Gecelerden birinde, yeniden uykuya daldığın vakit bir daha uyanmayacaksın.
Bilesin; o son gecede dahi öperek, hüzünlü kokunu içime çekip öyle uyuyacağım. Gündoğumunu birlikte seyretmenin umuduyla, tatlı uykular çiçeğim...
Yorumlar
Yorum Gönder