Ana içeriğe atla

Translate

Önemli Açıklama!

Burada paylaştığım ve paylaşacağım her türdeki eser, tamamıyla ve yalnızca bana aittir. Farklı bir platformda, eserlerimden izinsiz alıntı yapanlara, eserlerimin tamamını veya bir kısmını kopyalayanlara karşı, her türlü hukuki süreci izleyeceğime emin olabilirsiniz.

Yalnızca kaynak gösterilmesi ve izin alınması koşuluyla alıntı yapılabilir.

Üstelik bu platformda; gelişmeyi desteklemeyen hiçbir eleştiri, dikkate alınmamaktadır...

Dijital Minimalizm Üzerine Düşünceler


 



   Konuya değinmeden önce, beni bu felsefeyle tanıştıran kitaptan bahsetmeyi uygun görüyorum. Kitabımız, Cal Newport'tan Dijital Minimalizm. Kitaba dair incelememi de, küçük düzenlemeler yaparak sizlerle paylaşayım. 

   Muhteşem... Evet dijital minimalizm felsefesini tek kelimeyle özetlemem gerekse, seçeceğim kelime muhteşem olurdu ancak. Bu incelemeyi de naçizane şöyle özetlemek isterim.

Sosyal medyayı sık kullanan biri değilim. Akıllı telefonlara dair de ciddi bir bağımlılığım olmadığını söylemeliyim. Fakat elimde tuttuğum telefon, muhtemelen kullandığım son akıllı telefon olacaktır. Günümüzde nostaljik sayılan tuşlu telefonları çok özlemiştim hem.

Bu kitap benim gibi - dijital asosyal - birisine bu etkiyi bıraktıysa, bir de sizler okuyun derim...

   Kitabı okuduktan birkaç hafta sonra, ilginçtir, mesajlaşma uygulamalarının güvenilirliği ciddi derecede tartışılmaya başlandı. Neyse ki gündem, öngördüğümden de çok hararetlenene kadar, bu felsefeye dair bir planlama yapmıştım. 

Akıllı cihaz - burada yalnızca telefon ve tableti kastediyorum - kullanımıma dair verimli ve oldukça pratik bir planlama tasarladım. Şu anki akıllı telefonumda kullandığım bütün - faydalı - uygulamaları, tabletime yükleyeceğim. Buna seyrek bir şekilde kullandığım sosyal medya da dahil tabii. Kendi kullanımımı dikkatle incelediğimde, telefonumla çoğunlukla akşam saatlerinde meşgul olduğumu fark ettim. Öte yandan epey eski ve özellikleri de günümüz için yetersiz olan masaüstü bilgisayarımı da, tabletim sayesinde devre dışı bırakmayı istiyorum. Bir tablete bu kadar sorumluluk yüklemen doğru mu acaba? diye sorabilirsiniz. Bu sorunuzda tabii ki haklısınız ama, emektar bilgisayarımı sadece blog sitemle ilgilenmek ve dizi, film izlemek için kullanıyorum nasılsa. Her neyse, gün içinde telefonumda sıkça başvuracağım tek bir uygulama kalıyordu geriye. O da, mesajlaşma uygulaması Whatsapp...

Bunun için de KaiOS işletim sistemine sahip tuşlu telefonları sıkıca araştırmaya koyuldum. Sadece Whatsapp değil, Twitter ve Youtube'un da içinde yer aldığı tuşlu telefonlardan bahsediyorum. Neyse, tam araştırmamı bitirip planımı tamamlamıştım ki... Özellikle Whatsapp'ın güvenilirliği konusunda, gelecekte ciddi sorunlarla karşılaşacağımızı öğrendim. Gerçi hoş, Facebook sırayla Instagram ve Whatsapp'ı mahvedince bunun bir gün gerçekleşeğini biliyordum. Kaldı ki, zaten açıkça beyan edilmese de, bu uygulamalarda ciddi güvenlik zaaflarının olduğu aşikar. İnsanlar Telegram'a mı geçelim, yoksa güvenilirlik açısından büyük umut vaat eden Signal'i mi kullanalım diye tartışırken, pek çok insanımız da Bip'i önerdi. Önermelerinin sebebi uygulamanın yerli ve milli olmasıydı... Gerçekten tam bir fiyasko denilebilecek bir gerekçe bu. Çünkü ilk başta bağlı olarak kurulduğu operatör bile artık bizim değil. Kaldı ki, bu milli(!) uygulamamız, teknik açıdan incelendiğinde Whatsapp'tan bile daha az güvenilir durumda.

Her neyse, konuyu toparlayacak olursam; blog siteme dair duyurularda bulunduğum bir kanal imkanı sağladığı için Telegram'a yöneldim. Öte yandan araştırdığımda Signal uygulamasının özellikle gizlilik ve güvenlik açısından oldukça iddialı olduğunu gördüm. Tabii gelecek biz kullanıcılara ne gösterir bilemeyiz ama, şimdilik her iki uygulamanın da, en kısa zamanda KaiOS işletim sistemine gelmesini diliyorum...

Yorumlar

Posta Kutusu

Ad

E-posta *

Mesaj *