Yüreğimde, yalnızca yokluğunun sebep olduğu bir yangın bulunmakta. Evet, içim yanıyor ama alevleri eskisi gibi hissedemiyorum. Kızıyorum da bu yüzden kendime. Bugün sana mektup yazmak için oturup düşününce, bunun sebebini keşfettim sanırım. Kalbimin en uzak köşelerine dek kül tabakası bulunuyor aslında. Yangını bilip de alevleri hissedemeyişimin sebebi bu olsa gerek.
Bunlardan bahsettikçe bana kızıyorsun biliyorum. Gidişinin ardından üzülmeyeyim, kendimi toparlayayım diye, ne çok tembih etmişsin Hande'yi? Sahi, o ne yapıyor acaba? Kaç zaman oldu onunla görüşmeyeli? Arada bir seni, beni düşünüyor mudur dersin?
Neyse, sen bu hallerime üzülme lütfen. Tiyatroyu çok seviyorum. Her sahnede, farklı birisinin hayatını deneyimliyormuş hissine kapılıyorum ve bu tecrübe, tarifi zor bir heyecanı taşıyor. Sahneye çıktığım her oyunun sonunda sana selam gönderiyorum ve son selamlarımdan bilirsin, drama öğretmeniyim artık. Aslında öğretmenlik mesleğine aşık olduğumu keşfettim. Bu keşfim geç oldu tabii ama ne yapayım, yanlış bir alandan mezun oldum. Biliyorum, mutluluğumu görünce sen daha da mutlu oluyorsun. Çünkü hayatımda ilk defa, yeni girdiğim bir ortamda yabancılık yaşamadım. Tiyatroya olan sevgimi öğretmenlikle pekiştirdiğim için çok şanslıyım Karanfil'im.
Hem sana daha büyük bir müjdem var. Hani hep bahsederdin ya, seni bu hayata bağlayacak yegane tutku kitapların diye... İşte, en büyük hayallerimden birisi gerçek oluyor canım. 2 Dem 1 Tutam romanım yayınlanıyor yakında. Gözlerimi kapattığımda, sevinçten dans ettiğimizi hissedebiliyorum. Gerçi hoş, geceleri kitabımı okurken yanımda oturup bana eşlik ettiğini de hissediyorum Karanfil Sultan'ım... Bu gece de oturup kitabımı okur muyuz canım çiçeğim?
Yorumlar
Yorum Gönder