Ana içeriğe atla

Translate

Önemli Açıklama!

Burada paylaştığım ve paylaşacağım her türdeki eser, tamamıyla ve yalnızca bana aittir. Farklı bir platformda, eserlerimden izinsiz alıntı yapanlara, eserlerimin tamamını veya bir kısmını kopyalayanlara karşı, her türlü hukuki süreci izleyeceğime emin olabilirsiniz.

Yalnızca kaynak gösterilmesi ve izin alınması koşuluyla alıntı yapılabilir.

Üstelik bu platformda; gelişmeyi desteklemeyen hiçbir eleştiri, dikkate alınmamaktadır...

Mavi Kapı Kabare'ye Selamlar...

 

 

   Canım Karanfil'im, yirmi yedinci yaşın kutlu olsun. Gerçi sana yirmi yedi diyorum ama ben yirmi altı mı yoksa yirmi yedi mi oldum, orasını iyice karıştırdım. Neyse, sen bir yaş büyüksün yine de. İtiraf edeyim, ilk defa sana yazdığım mektubumda hüzünlenmeyeceğim. Çünkü, son mektubumda söz verdiğim gibi, sana canım ekibimden bahsedeceğim. En zorlu zamanlarda bile tebessümümü eksik etmedim ve yine beni hüzünlü görsünler istemem. Aa dur, bugün senin doğum gününde, radyo tiyatrosu kurdum canım. Epeydir aklımdaydı zaten ama ilk yayın tarihini, doğum gününe denk getirmek istedim. Evet, hadi ekibi tanıtmakla başlayayım. Önce hanımefendilerden başlayalım tabii...

Gülnisa: Kemik kadro içerisinde, ekibe en yeni katılan öğrencim. Öyle sonradan katıldığına bakma, maşallah, radyo tiyatrosu hakkında bilgisi harika.

İpek: Ekibe ilk geldiğinde gayet sessiz, uslu ve kendi halinde biriyken; ekibe katılan herkes gibi deliren ama yine de hanım hanımcık öğrencim.

Nehir: Evet, ekibe uzun süre ara verse de, döndüğünde enerjisinden hiçbir şey kaybetmeyen birisi. Hatta öyle ki, annesi ekibe dönmemesi için onu tembihlemiş. Bu enerjinin bize zarar verebileceğini düşündüler sanırım. Tabii şakası bir yana, Nehir, çoğu kez karamsar fikirlere sahip olsa da içimizdeki en pozitif kişilerden birisidir.

Nurseli: Hım ilginçtir, Nurseli sahneye dair öz güven problemi olduğunu düşünür. Yahu yok öyle bir şey diyoruz, inanmaz. Sonra sahneye çıkar, rolünü de harika oynar. Bu denklemde müthiş bir mantıksızlık var ama henüz çözemedik. Öykü yazmaya bayılır bu arada.

Revna: Boyundan büyük işlere imza atmak deyimi bir insan olsaydı, bu kişi kesinlikle Revna olurdu. Yahu bir kişi, her role tam hazır gelir mi? Üstelik sık sık hastalanmasına rağmen, bu azmini hiç kaybetmiyor. Üstelik, benden sonra bile tiyatroya devam edeceğine inandığım kişilerden birisi.

Sevil Nisa: Hani az önce bahsetmiştim ya İpek'ten. Heh işte, Sevil Nisa baştaki sessizlik ve sonraki delirme evrelerinde İpek'ten daha önde. İpek kara kızım, Nisa ise sarı kızım. Tabii tüm bu delirmeye rağmen, tıpkı Revna gibi, enerjiyi sahneye yansıtmayı biliyorlar. Bazen provada birbirlerine şaka yaptıklarında dahi, beni dinlemeyi bırakmıyorlar.

Gelelim beyefendilere...

Arda Mert: O biiir okul başkanı. O biiir dekor taşıma kralı. O biiir, aman tamam, şimdi bunları okursa şımarmasın. Şakası bir yana, Arda Mert, ekibe gelmeden önce de özel bir drama kursuna gidiyordu. Sonra bıraktı ama neyse ki bizi bırakmadı. Hatta geçen seneki son oyun öncesinde; ekibi prova için toparlayıp örnek bir davranış sergilediği için, sahnede bana bir tiyatrocunun hediyesi olan bilekliği bile aldı. Zaman zaman şımarıp tüm ekibi üzse de, dekor ve aksesuarlarımızın değişmez parçasıdır kendisi.

Çınar: Yahu bu adamın hangi rolü aldığı önemli değil. Her rolde hem kendisi gibi oynuyor, hem de o role yakışan şekilde oynuyor. Mehmet Akif ile sıradan bir öğrenciyi aynı şekilde oynayıp ikisinde de başarılı oluyor. Çok tuhaf bir yetenek doğrusu. Aferin aslanım.

Demir: Aha, işte beni herkesten, tiyatroyu da benden çok seven öğrencim. Yahu şu cümle bile, Demir'i ekipçe henüz çözemediğimizi kanıtlıyor. Evladım, tiyatro çok güzeldir ama bu sevgi biraz fazla değil mi yahu?

İlker: İşte, o biiir Joker. O biiir sarı duba. O biiir Kınalı Hasan. Yahu adamın aldığı rollere bak. Hepsinde de aynı tarzla başarılı oluyor. Çınar versiyon iki resmen! Ah bu arada, kendisine komşu oluyorum yakında. İnsan Kaptan'ım, artık daha sık görüşürüz falan der. Bana dediği ilk cümle şu; Kaptan geceleri akak mı? Akmak ne oğlum, hey Allah'ım!?

Miraç: O biiir beyefendi. O kibar, nazik bir delikanlı. Yani Arda'nın tam tersi. Tamam ağlama Arda'cım. Şakası bir yana, Miraç da rollerine çok güzel hazırlanıyor. Ona dair tek eleştirim, bazı durumlarda kararsız olması. Aslında karar veriyor ama verdiğim karar doğru mu diye çok sorguluyor. Evladım, bırak hata yap bu hayatta. Hata yapmadan doğruyu, yanlışı ayırt edemezsin ki.

Ömer: Valla ekibin en gizemli üyesi. Herkesten deli mi evet. Herkesten çalışkan mı evet. Yahu bir insan oyundaki tüm rolleri iki güne ezberler mi? Oyunu yazan benim, bazı replikleri ben hatırlamıyorum.

   Ekibe senden birazcık bahsetmiştim çiçeğim. Hepsinin sana selamı var, bu mektubumuzu da onlarla paylaşacağım. Biliyorum her zaman yanımdasın ama akşamki ilk radyo yayınımda da yanımda olur musun? Şu an beni beklediğin yerde mutluluklar, doğum günün kutlu olsun Karanfil'im...

Yorumlar

Posta Kutusu

Ad

E-posta *

Mesaj *