Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Translate

Yeni Yayın

Nahif Bir Gonca Gül

Önemli Açıklama!

Burada paylaştığım ve paylaşacağım her türdeki eser, tamamıyla ve yalnızca bana aittir. Farklı bir platformda, eserlerimden izinsiz alıntı yapanlara, eserlerimin tamamını veya bir kısmını kopyalayanlara karşı, her türlü hukuki süreci izleyeceğime emin olabilirsiniz.

Yalnızca kaynak gösterilmesi ve izin alınması koşuluyla alıntı yapılabilir.

Üstelik bu platformda; gelişmeyi desteklemeyen hiçbir eleştiri, dikkate alınmamaktadır...
En son yayınlar

Uçan Sınıf, Günberi ve Uçma Deneyimim

       Daha önceleri sana mektup yazarken, zihnimde toparladıklarım gözyaşlarımla bölünüyordu. Bu sefer mektubun giriş cümlesini üç gün düşündüm. Sonra bunu çok saçma buldum ve o anda içimden geldiğince yazmam gerektiğine karar verdim. Çünkü bana düşüncelerimden bile yakın olduğunu hissediyorum Karanfil'im. Son mektuplarıma bir göz attığımda, genel itibariyle artık eskisi gibi gözyaşı dökmediğimden bahsetmişim. Aslında şunu düşünüyorum. Sen beni kısacık zamanda o kadar iyi tanıdın ki, sanırım yıllar sonraki değişimimi de öngörmüştün. Çünkü acıyı hissetmeyi bırak ve hayatına bak dediğinde, daha çok üzülmemem için seni unutmamı tavsiye ettiğini sanıyordum ve bu düşünce beni çok üzüyordu. Galiba, kişiliğim günden güne rasyonel bir hal aldıkça bu tavsiyenin manasını daha net görüyorum. Seni özlüyorum ve yıllar geçse de aynı ölçüde sana hasretim. Fakat kişiliğimde artık iyice oturmaya başlayan yapı taşları bu kederi giderek farklı şekilde yaşayacağımı gösteriyor. Örneğin insanlarla derd

No.13 / Parktaki Karavan

         Ertesi gün, evde kalan son işleri halletmek için sabahın ilk ışıklarından beri ayaktaydım. Her şeyin plana uygun olduğundan emin olmak istercesine, içeriye son kez göz attım ve anahtarı iç mimar Rasim Bey'e teslim ettim. Parka ulaştığımda saat sekize geliyordu ve sıcacık simitlerden almak için fırına girdim. Ali Osman amca da üç ekmek alıp kasaya doğru yönelmekteydi. "Oo Çağrı oğlum, yoksa geç mi kaldın dükkanı açmak için?" "Aslında tam vaktinde geldim, tabii temizlik için geç kalmış olabilirim." "Bugün Nur ablanın işi var ama Rabia ablan yardıma gelecek. Gel kahvaltı yapalım, sonra hemen yardım etsin sana." "Estağfurullah Ali Osman amca, Rabia ablam ne zaman isterse gelsin. Onlara mesai serbest, kahvaltı için de teşekkür ederim. Bugün dükkanda yapayım, hem İpek de gelir birazdan." İpek'i duyunca daha çok gülümseyip veda etti. Veteriner kliniğine pek uğramayan İpek, benimle birlikte kafede çalışacaktı. Asıl heyecanım bundandı doğ

Çiçeği Uğurlamak

     Mahsun bir çiçeksin şimdi, geceler geçtikçe yaprakların içine kapanır. Gecenin ıssızlığında boynun bükülüyor, yalnızlık değil bunun sebebi, her an ölümü daha fazla hissetmen. Yaşama dair umudun azalsa da, aynı azimle kokunu sunuyorsun sana dokunana. Hazan mevsiminin dinginliğini taşıyan kokun, giderek solan görüntünü dahi heybetli kılıyor. Kesif bir hüzün karışmış kokunda, kendine has ferahlığı alıyorum yine de. İnce, ufacık bedenin, koca çınarları eğecek kadar vakur şimdi. Ağır ağır solan görüntünden hicap duyuyor olsan gerek, odaya girdiğim vakit mahsunluğundan yüreğim küçülüyor. Hafif ve uzun bir tebessüm, ufak ve de bolca okşayış... Yaşadığın ana dair hep diri tuttuğun azmin, çırpınışların, tutkun karşısında yüreğim büyüyor şimdi de. Her gece biraz daha uzaklaşacak olsan da hayattan, bu vakur heybetin giderek yakınlaştırıyor beni sana. Gecelerden birinde, yeniden uykuya daldığın vakit bir daha uyanmayacaksın. Bilesin; o son gecede dahi öperek, hüzünlü kokunu içime çekip öyle u

Fincan

  Dolunay mehtaba adımlıyor, Kalemimde hoş bir telaş, Fincanımdan şiirler yudumluyorum, Ekim kapımda, Bir fincan daha doldursam, Kasım gelir ardından,   Mehtabın renkleri ufukta sıralı, Her dizesi sana adanmış bir şiirce tertipli, Yüreğimdeki kor yangına uğruyor,  Güzün ilk ayazı,   Ağustos melteminin son demi, Eserken sarmaşıklar altında, Krizantemler begonvilleri uğurluyor, Gamzelerinin arasından...

Kor

  Fotoğrafını seyretmeden uyumuyorum, Ondandır, sabahlara çıkmak istemeyişim, Yüreğime bıraktığın kor alevlerden, Çiçekler topluyorum, Her bahçesi senin için...

No.12 / Körüklü Kahve'de Nisan Akşamı

         Açılışla birlikte mahalleli; Yirmi Adım Kahvesi, ortak bahçe ve Körüklü Kahve'deki tüm masaları doldurdu. Bugünkü yoğunluğu atlatmak adına sadece mekan içerisindeki büyük tezgahta servis açıktı. Herkese durumu izah edip tezgahın önünde açılış konuşmam için hazırlandım. Tanıdığım, tanımadığım onca insan, sabır ve heyecanla beni seyrediyordu. "Kıymetli misafirler, beni tanıyan, tanımayan tüm mahalleliler ve özetle bu güzel parkımızın müdavimleri. Hepiniz hoş geldiniz. Sizlerin gözünde belki beş yaşında cıvıl cıvıl bir çocuk, belki de yirmi beş yaşında bir delikanlıyım. Beni nasıl tanıdığınızın, bana bakış açınızın önemi yok aslında. Çünkü ben, her iki yaşın da ruhunu, coşkusunu ve ideallerini taşıyan biriyim. En önemlisi de kendimi bildim bileli; mahallemde, komşu mahallelerde oyunlar oynayan ve en çok da bu parkın müdavimi olan biriyim. Her biriniz gibi, en az ben de sizler kadar buraya aitim. Ben bu aidiyeti, en büyük hayallerimden birini gerçekleştirerek taçlandırmak

Posta Kutusu

Ad

E-posta *

Mesaj *